Sıcak Haber: Dexter’ın da yazarı olan Melisa Rosenberg, dizinin sezon finalinde izleyicilere büyük bir şok yaşatmıştı. Hemen ardından 30 Haziran’da da Alacakaranlık Serisi “Tutulma” vizyona girdi. Seri katillerin ve ışıldayan vampirlerin Melisa Rosenberg’in zihninde birlikte barındığı doğru( Tutulma’dan sonra şimdi de Şafak Vakti’nin iki bölümünün de senaryoları üzerinde çalışıyor)
Rosenberg, Stephenie Meyer ile Tutulma’yı, Bella’nın kendini Edward ile Jacop arasında bulduğu, vampir Victoria’nın intikamının yoğun olduğu üçüncü kitabı filme adapte konusunda oldukça yakın çalıştı. Victoria’nın tehditiyle ve onun himayesindeki Riley birlikte intikam planı yaparken, Jasper ve Rosalie’nin geçmiş hayatlarına dair geri dönüşler de filmde yer buldu. Tutulma, bu zamana çekilen filmlerden en karanlığı diyebiliriz.
Rosenberg, Stephenie Meyer ile birlikte, filmlerle ilgili Alacakaranlıkseverlerin de fikrini aldı, onların eleştirilerine de dikkat etti. Birlikte Şafak Vakti’nin detayları üzerine de çalıştılar.
Filmin içinde Bella’nın “Ben kendimden eminim!” konuşması var. Bu sahnenin filme nasıl adapte edileceği merak konusu…?
-Öncelikle unutmamanız gereken bir şey var, bu Bella’nın kendi kararı. O güçlü bir karakter, filmdeki gerçekten en doğru karakter, filmlerin içinde bu karakteri daha da gelişiyor. Tutulma’nın en büyük başlığı, Jacop ile Edward arasında kalması ve seçimini kimden yana kullanacağı konusunda şüpheli olması. Kimi seçerse, yaşamını da ona göre ayarlaması gerekecek.
Şu anda üç kitabı da filme çevirdiniz, kritikleri önceki filmlere göre nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Emin değilim, bunun içinde olan herkes gerçekten de kitaba bağlı olduğumuzu söylüyor. Kimi için iyi bir iş yapıyoruz, kimi için değil, bunun böyle karşılanması çok normal. Eğer sorumluluk hissiyle bir şeye başlamışsanız eleştirileri de göğüsleyebiliyorsunuz. Bizim yarattığımız şeyin doğruluğundan şüphe duymuyorum ve bu işlerin nasıl çalıştığını biliyorum. Eğer herkes filmi görmezden gelirse ve boykot ederse gerçekten yanlış yaptığımızı düşünebilirim. Ama filmler büyük ses getirdi, herkes onları sevdi. Biz de devam ettik.
Tutulma, diğer iki filme göre gerçekten daha fazla aksiyon içeriyor-daha karanlık, tüm bu vampirler öldürmek için Bella’nın peşindeler. Sahneyi yazarken, korku filminin faktörlerinin dengesini nasıl ayarladınız?
Birçok faktör var. Kitabın içindeki korku unsurlarını başlangıçtan sona doğru ipuçları şeklinde ayarladık. Kitapla birlikte bir şüphe akışı sağladık, bunu sürekli gündemde tuttuk. Bunu yapması oldukça eğlenceliydi aslında.
Stephenie karakter detaylarını anlattığı yeni Alacakaranlık romanı “Bree Tanner’ın İkinci Kısa Hayatı”nda sizinle hangi bilgileri paylaşmıştı?
Kitap basım aşamasındaydı. Başlangıcını biliyordum ve Riley ile giriş yapmayı düşündüm, bu benim fikrimdi: Riley ile sahne açılacaktı ve onun nasıl dönüştüğünü görecektik. Biraz onun da geçmiş hikayesi olacaktı. Stephenie’ye yenidoğan ordusu hakkında merak ettiklerimi sordum, Bella’nın yaşamına nasıl girdiklerini, aynı zamanda nerede olduklarını sordum. O da bana Riley’nin onları nasıl yönettiğini, onlarla nasıl göründüğünü anlattı. Bu bizim gerçek başlangıcımızdı.
Bunu bir diğer haftada okumuştum çünkü ben…
(Gülüşmeler) İkimiz de aynı anda!
Romanı okurken, ben vampir bilimiyle Alacakaranlıkta çok şey öğrendim, mesela yanmadıkları sürece parçalarını nasıl bir araya getirebildiklerini-siz biliyor muydunuz?
-Kesinlikle! Daha önce böyle bir şey okumamıştım. Özellikle deniz altından gelme kısmını. Filmde, bu harika bir sahneydi, yeni doğanlar sudan geldiler, bu Stephenie’nin fikriydi. İlk önce anlamadım ve ona sordum, “Tamam, vampirler Cullen klanına sudan geliyor ama oraya nasıl varacaklar, onlar için bot mu tutacağız?” Stephenie “Hayır, adamım…” dedi ve bana fikrini anlattı.
Stephenie, Bree Tanner’ın hikayesinden önce, siz sahneleri yazarken, Riley’in filmdeki rolüne ve Victoria ile Volturi’nin motivasyonlarına pek değinmemişti. Onun bunları tekrar dile getirmesi, sizin yazarlığınızı nasıl etkiledi? Siz yazarken Stephenie’nin kitaplarından nasıl faydalandınız?
-Tahminimce Stephenie’nin zihnindeki mite uyum sağlamam için biraz daha çalışmam gerekiyor. Onun dünyasını keşfederken, kendime güvenim tam. Onun dünyasının şiddetsiz oluşu konusunda rahatım. Bence bilimsel/kurgusal/fantastik hikayelerden konuşurken en önemli şey, o dünyanın kurallarının kesintisiz ve karmaşık oluşu, ki bu da Stephanie tarafından oldukça iyi dizayn edilmiş. Bu onun dehası. Bu dünyanın sınırlarına karşı her zaman çok iyi hislerim oldu ve içinde kaybolabiliyordum. Stephenie bana izin verdi, ben kendime izin verdim ve kitaplardan fazlasını yaptık. Diğer deyişle, kitaba bağlı kalmak bizim için çok önemliydi ama karakterler hakkında özel detaylar da tarafımızdan eklendi. Bu Stephenie ile benim aramda özel bir dans gibi.
Sen bu noktada iyi bir iş birliğini yakalayabilirsin.
Biliyorsun, bu bir Tanrı lütfu. “Bu benim gördüğüm ve yazdığım, olması gereken de bu.” Diyen yazarlardan biri olabilirdi Stephenie. O ise buna hiç takılmadı. Şiddete ve şiddeti temsil edecek karakterlere Stephenie açıktı. O gerçekten yaracı bir partner. İyi bir yazarın çevresinde olmak harika bir his.
Şafak Vakti’ne geçecek olursak, onun sahneleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Merkeze indik. Gerçekten bir tür ölümün merkezine indik diyebilirim ben(Filmin iki kısmında da). İkisini de eş zamanlı yazıyorum- birlikte okuyor ve hepsine birlikte odaklanıyorum. Yapımcıların ikisine de ihtiyacı var final için ve ben de bir filmi yazıyormuşcasına hazırlıklı davranıyorum, ama iki farklı senaryom var. Bu büyük bir mücadele, bir çok kağıdım var!
Şafak Vakti’ni tam olarak nerede iki kısıma böleceksiniz?
Bu konuda hala konuşuyoruz, bunun doğal bir kırılma olacağı fikrindeyiz. İlk kısım Bella’nın insan kaldığı ve yeni bir hamile olduğu zamandan oluşacak, ikinci kısım ise vampir ve bir anne olduğu yerden. Bence bu geçişte arada kırılacak ikinci kısım. Bu tarz fikirlerimiz var ama daha emin değiliz.
Biz daha önce sizinle Şafak Vakti’nin +18 olmayacağı konusunda konuşmuştuk. Bu konunun üzerine yeni bir haber var mı?
Bilirsin, ben bu konuyla ilgilenmiyorum. Ben Dexter’ın üzerinde çalışıyordum ve dizide çok fazla kan olduğunu ve rahatsız edici olabileceğini söylemiştim. Ekran önünde biraz kanla daha fazlası arasınd(terör estirmek olsun, fiziksel acı olsun) şu yönden bir fark göremiyorum: ikisi de rahatsız edici. Şiddeti göstermek mecburiyetinde değilsiniz. Hatta görülmeyen şeyler daha fazla ilgi çekicidir. Bu seks için de geçerli. En sıcak sahnelerin grafiklerden daha tatmin edici olduğunu düşünmüşümdür hep. Bu nedenle bununla bir problemim yok, bu sahneler ortaya döküldükten sonra daha sağlıklı konuşabiliriz.
Ve bildiğiniz gibi, Alacakaranlık severlerin yaşı konusu da önemli. Belki de birçok yastık ısırma sahnesi ve başka ayrıntılar görebiliriz.
Tamam! Belki de başka ayrıntılar göreceğiz. Belki de daha az ayrıntılar..
Çeviri:katherine pierce
Kaynak: twi-lexicon:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]kaynak:twilight-turkiye.com