dewil Süper Moderatör
Paylaşım Gücü : 2215 Tür : Vampir Yaş : 29 Nerden : izmir Kayıt tarihi : 03/06/10 Lakap : MELEK
Kişi sayfası Yönetimden Alınan Uyarı: (0/0)
| Konu: Bir hayranın Robert ile Tanışma Hikayesi Perş. 07 Ekim 2010, 12:31 | |
|
Alacakaranlık haberleri için internette dolaşıyordum (gülmeyin, biliyorsunuz siz de bunu yapıyorsunuz) ve ryanseacrest.com adresinde Alacakaranlık premierine katılmak için L.A.’ye yolculuk kazanma şansı veren yarışmayı gördüm. Yarışma 14 Kasım Cuma akşamı sona erecekti ve o gün 13 Kasım Perşembe idi. Kazanamayacağımı bilsem de, neden girmeyeyim dedim. O ana kadar hiçbir şey kazanmamıştım. Böylece formu doldurdum ve gönderdim. Çok kötü bir internet bağlantım vardı ve formu gidene kadar birkaç kez doldurup göndermek zorunda kaldım. (Allah’tan inat etmişim) Cuma sabahı uyandım ve günüme her zamanki gibi başladım. Cep telefonum çaldığında yine bilgisayar başındaydım. Ekranda “Gizli Numara” yazıyordu. Genellikle bu tür aramaları açmam ama bu sefer içimden bir ses açmamı söyledi. Telefonu açtığımda, hattın diğer ucundan gelen sesi hemen tanıdım. Arayan Ryan Seacrest’tı! Neden aradığını biliyordum. Yarışmayı kazandığımı ve Pazar günü Los Angeles’a uçacağımı söyledi. Kuzey Carolina’daydım ve hiç Los Angeles’a uçmamıştım. Böylece Los Angeles’a gittik ve Angeleno otelde kaldık. Otelin asansöründe bir kitapçıda düzenlenen TwiCon etkinliğine katılmak için gelen kızlar ile karşılaştım. Pazartesi gecesi bizi Alacakaranlık Premierine götürdüler. Kocamla birlikte arabadan indik ve o karmaşanın içindeydik. Bizim arkamızdaki arabada kimin olduğunu görmek için baktım ve Jackson Rathbone’u gördüm. Sinemaya girmek için sırada beklerken Peter Facinelli ve karısı Jenni Garth ile karşılaştık. Filmin başlamasını beklemek için salona girdik. Dışarıdan pek çok çığlıklar duydum ve hemen neden olduğunu anladım. Rob gelmişti. Ama salondan dışarıya çıkmamıza izin vermediler. Bu sebeple üzülen insanlar oldu ama ben “Çarşamba sabahı onu birebir göreceksin. Çok güzel olacak” diye düşündüm. Filmi izledik. Bu kadar çok hayranla birlikte filmi izlemek inanılmazdı. Herkes doğru zamanlarda çığlıklar attı, doğru zamanlarda sessiz kaldı. Sonra Çarşamba sabahı geldi. Erken kalktım ve hazırlanırken radyoda Ryan’ın programını dinledim. Çok gergindim. Bir şoför gelip bizi otelden aldı ve stüdyoya götürdü. Arabadan indim ve dışarıda pek çok kızın sıraya girdiğini gördüm. Koruma bizi içeriye aldığında pek çok gözün üstünde olduğunu farkettim. İçeriye girdik ve Rob’un gelmesini beklemeye başladık. Ryan dışarıya geldi ve benimle ve eşimle bir iki dakika konuştu ve fotoğraf çektirdik. Rob ile Ryan’ın röportajından sonra tanışacaktım. Sonra birden bir hareketlenme oldu, pek çok insan yanımdan geçti ve sonra… Robert Pattinson. Neredeyse eşimin kollarında bayılacaktım. Eşim kamerayı açmayı unutmuş, o yüzden o anın fotoğrafını çekemedik. Sonra Rob’un Ryan ile yaptığı röportajı dinleme şansımız oldu. Sonra röportaj sona erdi. Rob benim yanıma geliyordu. Onun köşeden döndüğünü gördüm ve bana doğru yürüyordu, o an sanki Bella Swan’mışım gibi hissettim, nefes almayı unuttum ve neredeyse bayılıyordum. Titriyordum. Ona “Merhaba” dedim ve elimi sıktı. Bana söylediği ilk şey, “İngiliz misin? ” oldu. Sanırım ona çok garip bir şekilde veya aksan ile “Merhaba” demiş olmalıyım. Hayır dedim ve o güldü. Benimle bir fotoğraf çektirdi ve kolunu omzuma attı. (Eşime içimdeki hayran kıza karşı bu kadar anlayışlı olduğu için çok teşekkür ediyorum.) Sonra bana ne kadar zamandan beri Alacakaranlık hayranı olduğumu sordu. Los Angeles’a geldiğimden beri neler yaptığımı sordu. Ben de ona premiere gittiğimizi anlattım ve filmi nasıl bulduğumu sordu. Beğendiğimi söyledim ve o da bana filmi izlemek için salonda kalmadığını ve kendisini izlemekten nefret ettiğini anlattı. (Tüm bu konuşmalar sırasında masaya yaslanmış, ilgili bir şekilde beni dinliyordu. Fotoğraflarda da görebilirsiniz.) İmzalaması için kitaplarımı ona uzattım. Sonra kalemim olmadığını farkedip panik içinde odadaki herkese kalemleri olup olmadığını sormaya başladım. “Kalem, kalem, kimsenin kalemi yok mu? ” Sonra Rob’dan bir kahkaha geldiğini duydum ve benim Kuzeyli Aksanımı taklit ederek tiz bir sesle “Kalem, kalem, kalem” diyerek gülüyordu. Harikaydı. Ve kitaplarımı imzaladı. Gerçekten gitmek istemiyormuş gibi görünüyordu ama bir sonraki gün Today Show’a çıkacağı için Los Angeles’tan New York’a gitmek için ayrılması gerekiyordu. Bana hoşçakal dedi ve eğer filmi görmemiş olsaydım iyi seyirler dileyeceğini, ama zaten izlediğimi söyledi.Tüm bu konuşma sırasında yüzünde o harika gülümsemesi vardı. Ben de ona filmi bir kaç kez daha izleyeceğimi söyledi ve güldü. İşte hepsi bu. Benim Robert Pattinson ile tanışma hikayem. O güne dair diğer fotoğraflar
off of çok kıskandım ya :ağla:ayy tatlımm ya ne kadar da şirin [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] | |
|
mrv rkn Süper Mod.| Çevirmen
Paylaşım Gücü : 2687 Tür : Vampir Yaş : 30 Nerden : Hayal Dünyasından XD Kayıt tarihi : 27/01/10 Lakap : Soldier Blood,Soblood XD
| Konu: Geri: Bir hayranın Robert ile Tanışma Hikayesi Perş. 07 Ekim 2010, 13:32 | |
| ayh keşke ben de bir Pazar sabahı LA'ye uçsam da Rob'ı görsem(aslında seçme şansım olsa ilk tercihim değil ama olsun :zz: ) de kalemim ve kitabım kusur kalsa | |
|
! яocKqiяL ! Ayın Twilight Fanı
Paylaşım Gücü : 611 Tür : Vampir Yaş : 29 Nerden : İstanBull... Kayıt tarihi : 04/09/10 Lakap : hanNibaL
| Konu: Geri: Bir hayranın Robert ile Tanışma Hikayesi Perş. 07 Ekim 2010, 15:26 | |
| | |
|