“Setin bulunduğu çölü görür görmez kendinizi 1930′larda buluveriyorsunuz,” diyor. “Kendini kaybetmek çok kolaydı yani, çok fazla hazırlık gerektirmedi. O zaman gözlemlemek için Gary Cooper filmleri izledim çünkü benimle benzer yapısı var ve”Kardeşim bana Bir 10 sent ayırabilir misin?” isimli Büyük Buhran zamanına ait harika bir belgesel izledim.”
Peki ya sirkin kendisi nasıldı?
“Sirklerdeki fast food’u gerçekten seviyorum, sosisli sandviçlerin büyük bir hayranıyım,” diyerek espiri yapıyor. “Hayır, Sirke hayatımda sadece bir kere gittim ve ablam bana palyaçonun numarasını yaparken öldüğünü söyledi. 7 yaşlarındaydım sanırım. Böyle söyleyince çok korktum. 29 yaşına falan geldiğinde bana aslında ölmediğini ve uydurduğunu söyledi. Ciddiyim. Ama karnaval dünyasının kendi içinde ayrı bir dünya olduğunun farkındaydım hep.”
Pattinson’un güldüğünü görmek harika, göz teması yapıyor ve daha önce ki karşılaşmalarımıza rağmen çok daha az çekingen. Genelde kadınların etrafında daha mı rahat artık? Onu değiştiren neydi? Dişi fil mi yoksa kadın hayranları mı?
Gülüyor. ”Kesinlikle dişi fil. Dişi filin beni değiştirmiş olması daha mantıklı. Nane şekerini seviyor ve nane şekeri için bana numaralar yapar. Kadın hayranlara gelince nasıl düşündüklerini bile bilmiyorum.”
Filler İçin Su genç aktör için büyük bir değişiklik, ama onun vampir olmayan başka projeleri de var. Bu sene gösterime girecek olan Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti 1. Bölüm ve 2012′de gösterimde olacak olan Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti 2. Bölüm filmlerinden başka bu sene Rob’u Bel Ami filminde izleyeceğiz. Gelecek sene de David Cronenberg’in Kozmopolis filminde göreceğiz.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]