Robert pattinson'ın eclipse'de ki saçları üzerine
robert: Size yemin ederim daha önce hiç böyle birşeyi deneyimlememiştim. bu her allahın günüydü.
twilightta basenlerime kadar inen uzatma saçlar istemişlerdi
kristen: o bir yalancı . hatırlamıyor ona nasıl hissettirdiklerini hatırlıyor ama onlar sadece ,şuraya kadar istemişlerdi(omuzlarını işaret ediyor)
pattinson:bende onlara dedim ki "bak bu asla olmayacak . bu şimdiden böyle görünüyor-sete böyle geleceğim" çok aptalca konuştum ama çok yönden bu saçın %75 benim performansım
yani ikinci filmde "dinle,saçın rengini yumuşatmam lazım sanki daha gerçekçi yapmak için...biraz daha metodik "dedim (gülüyor) .üçüncü filmde de dövüş sahneleri yapıyorum ve alnıma saçım düşüyor ve onlarda
"yeniden çekmemiz lazım çünkü kimse seni farkedemeyecek ,kimse bunun sen olduğunu bilmeyecek!"dediler. bende gerçektenmi? yüzüm o kadar kapsamlımı der gibiydim
kris: kendi dublör işlerini kendin yaptığına dair kanıt istediler adamım!
pattinson: sürekli posterdeki gibi görünmek zorundayım.
hepiniz bir akvaryumda yaşamakla başetmek konusunda nasılsınız
pattinson: hangi ruh halinde olduğuma bağlı. Seninle geçen sene tanıştığımda görüşmeleri çok sporadik yapıyorum ve asla farkedilmedim. şimdi nereye gitsem ani bir tanınma geliyor .yani daha çok sorumluluk var.
stewart: hergün çalışmaya aldırmam.bu sanki aniden diğer rolü aldım. ve bu gerçekten hayal kırıklığıydı.tek yapmak istediğim sadece elimde bir kitapla dışarı çıkabilmek ve gün içinde ne yapacağımı kararlaştirabilmek. ve eğer bunu yapamazsam sonra sadece otel odamda otururum balkonumda zincirleme sigara içerim. hiçte iyi bir içici değilimdir. bu benim kemiklerimde değil. bırakacağım
pattinson: üçümüz durmaksızın 3 senedr çalışıyoruz. bu sanki uyanır uyanmaz gününüz şekil almış oluyor gibi hissettiriyor. boş olduğunuz zamanlar nasıl olurdu unuttum bile.
taylor, devam filmlerinde sadece sen şansı neredeyse kaçıracak kişiydin.işin için mücadele ettiğin için yaşadığın şöhrete kardşı farklı davranıyormusun?
lautner:hayır,gözümü %100 ödülde tuttum. motivasyon olmuştum. başka hiçbirşey düşünemiyodum bile.
stewart: tanrıya şükür işi kaptın. eğer alamasaydın başetmek istemezdim . çalışarak geçirilen o aylardan sonra!
lautner: kontrol edebileceğim şeye odaklanmak istedim sadeceve gerçekten çok sıkı çalıştım.
spor salonundamı? çünkü şu günlerde heryerde karın kaslarını görüyorum
lautner: evet,spor salonu büyük bir kısmıydı ama kitaplara çok çalıştım ve karakterede. hepsi iyi sonuçlandı.
kristen erkeklerin görünüm değişikliği üzerine saplantılı olduklarını izlemek güzel olmalı
stewart: cidden, Arkama yaslanıp bu ahbapların cinsel obje haline gelmelerini izlemek bir yolculuktu. bu şeylerden hiçbirine malzeme yapılmak istenmedim.
Sizler çok şanslısınız.açıkça birbirinizi iğneliyorsunuz
lautner: tüm bu zaman boyunca birlikte vakit geçirmak zorundaydık ,eğer bu ikisini sevmeseydim yorucu olurdu.
Rob bu yaz remember me'yi yaptın devam filmleri arasında. set new york'taydı,fanlar yüzünden taksiye çarptığın yer.
pattinson: bu tamamen uydurmaydı. caddeden karşıya yürüyordum ve orda gitmekte olan bir taksi vardı saatte bir mil hızla ve bacağıma sürtündü.
hikaye izdiham yaratan fanlar yüzünden taksiye çarpmışım diye bitti. ama o zaman saat sabahın 4'üydü ve orada tek bir kişi vardı tek bir paparazzi . başka bir zamanda televizyonda aşırı doz uyuşturucu aldığımı söylemişler
güvenlikçi adam televizyonda görmüş bunu ve ben odamda değildim adamda "Uh-oh!" demiş bu çok garip .uyandım ve odam çok dağınıktı oda sevrisini çağırdım kahvaltıyı bir paket M&M's ile bitirdim. ve onu bulmak 5 saatimi aldı . bu güne başlamamın 5 saati.(gülüyor)
ve sonra haberleri görüyorsunuz ve düşünüyorsunuz" aşırı doz almışsa kimene? bu muhtemelen onu daha ilgi çekici yapar!"
Kristen ve rob sizce insanlar neden sahne dışındaki ilişki statünüze bu kadar takıntı yaptılar
pattinson: iyi soru. bu hergün düşündüğüm küçük birşey.
stewart: belkide sadece benim kişiliğimdendir ama asla cevaplamayacağım. insanlar bu kadar büyük bir olay haline getirmeselerde muhtemelen cevaplardım ama bir cevap vermeyeceğim. insanların "oyuncu olmayı seçtin..neden bütün hayatını vermiyorsun ki?" demelerinin komik olduğunu biliyorum ilk çocuğunun sahibi olabilirmiyim?
örneğin sadece şöyle demeyi düşünmüyormusun " dinleyin, birkaç ay çıktık ama arkadaş kalmamızın daha iyi olacağına karar verdik" bu spekülasyonu bitirirmiydi
pattinson:hayır
stewart:insanlar oldukça yargılayıcı ve ben yeterince güçlü değilim. "kimin ne düşündüğü umrumda değil" der gibi olmak isterdim ama ben çok içe kapanık bir insanım ve bütün cevapları düşündüm "peki çıkıyoruz hayır öımıyoruz ben bir lezbiyenim." bunu çok düşündüm . verilecek bir cevap yok. birşeyleri tutmaya çalışıyorum .eğer insanlar taylorla çıkop çıkmadığımı sormaya başlasalardı ben"kapa çeneni!" der gibi olurdum aynı şekilde cevap veririm.
dergi taramalarından yaptığım diğer soruların çevirisi
kristen ve robert'ın birlikte bir eve taşındıkları evililik hayatı yaşadıkları öne sürüldü. onların evi otel odaları ve binlerce oda arkadaşları var "evet "diyor kristen ve sırıtıyor "şuanda evimizde yatıya kaldın .hoşgeldin"
Rob seninle son görüşmemizde hollywood etrafında rahatsız edilmeden gezmiş ve sonunda bir bar'a dalmıştık
pattinson: o farklı bir dünyaydı. onu çok özlüyorum.bir görüşmeye gitmek şimdi ,yalnız başına, ve hey hadi bir bara gidelim demek değil. tanrı aşkına kıçımda bir sürü stüdyo adamı var.
geçen sene the wrestler'da mickey rourke'u görmek için sabırsızlanıyordun birkaç ay sonra oscar'larda tam onun arkasında oturuyordun
pattinson :gülüyor... gerçekten bana oturma düzenini gösterdiklerinde neden? dedim. birileri milletin "bu adam kendini kim sanıyor?" dedirtmeye çalışıyordu.
stewart: ve kamera sürekli onlara gidip durdu ve rob orada oturuyor ve ciddi görünmeye çalışıyordu
pattinson: bu çılgıncaydı. oscar'lara minik arabamla gittim ki şimdi nerede onu bile bilmiyorum
adamım araban nerede?
pattinson: kaybettim! havalı bir araba ödünç aldım ve onuda bir yere çarptım.
stewart: çünkü paparazzilerden kaçmaya çalışıyordu
pattinson:küçük BMW'de olduğum zaman insanlar beni asla takip etmezdi
halkla ilişkiler için birini işe almamak konusunda çok ciddiydin. fikrini değiştirdinmi?
pattinson:hayır menajerim bana her zaman "robert gerçekten bir halkla ilişkiler uzmanına ihtiyacın var "der ve bende "oh, sen reklam işleriyle ilgili harika bir iş çıkarıyorsun" derim
stewart:(gülüyor)onun menajerinin 10 kat daha fazla çalışması gerekiyor
pattinson:(taylor ve stewart'a )sizinkiler çok tatlılar ama şu günde hala bir tane halkla ilişkilere sahip olmanın mantığını anlamıyorum.onun dışında beleş birşeyler alıyorlar.
stewart:evet ama o bütün beleş şeylerin hepsi menajerine gidiyor şimdi.
pattinson: hiç beleş birşeyler almadım! ama menajerimi yakın zamanda bir sürü yeni şeyler giyerken yakaladım(gülüyor)
şimdiye kadar kararsızlığın basında iyi olmadığını öğrenmişsindir.işte sana şöhret hakkında kesinlikle hayrete düştüğün en büyük şeyi söyleme fırsatı
stewart : yani... (gülüyor)
taylor: dürüst olmak gerekirse burada olmaktan mutluyum.film süreci yeni insanlarla tanışmak.
taylor senin "kahretsin bu rol parmaklarımdan kayıyor!" gibi bir davranış içine girmemen karşısında hayrete düştüm
pattinson:evet,isa aşkına
lautner:aklımdan hiç geçmedi desem yalan söylemiş olurum
stewart: endişe eden ve onu rol için yine düşünen tek kişi yönetmen chris weitz'di-hatta ondan bile önce catherine hardwicke -casttaki herkez onun için ısrar etti.
chris'den konuşmuşken ,hepiniz hangi yönetmenlerin dümene geçtiklerini söyleyebilirmisiniz
pattinson:hayır ama onlar işi almadan önce hepimizle tanıştılar.o adam bir aziz.
stewart: o harika bir insan sizi moralman etkisiz hale getiriyor
size eclipse yönetmeni david slade için düşüncelerinizi soran oldumu?(hafifçe sırıtarak)
stweart:hayır
lautner:sadece bize söyleyiverdiler
stewart :(bel hizasını işaret ederek) hiyerarşide şuralardayız
stüdyo breaking dawn'ı parçalara bölmek konusunda bir karar vardımı? 2 filme bölmek konusunda
stewart:hiçbir fikrimiz yok
Sizlerin filmler için ne kadar para çıkartabileceğinizin farkedilmesiyle birlikte filmler çekmek farkılı hissettiriyormu?
pattinson: garip olan şey ilk filmde summit neyle uğraştığını bilmiyordu . bu normal bir film gibiydi. kitaplar vardı ama dizginlerimiz daha serbestti.
bir saniye--son konuştuğumuzda karakterinizle özgürce deneyimler yaşamadığınızdan şikayetçiydiniz
stewart:bu doğru
pattinson: (gülüyor) sanırım birincide çok fazla dövüş vardı .en saçma olanda eclipse'deki saçımdı
stewart: bu çok komik. ne diyeceğini görmek için bekliyordum ve sonra... saç...
pattinson: gülüyor... size yemin ederim hiç böyle bir şeyi daha önce deneyimlemedim ....(gerisini çevirmiştim robert eclipse'deki saçını beğenmemiş anlaşılan )
kristen erkeklerin görüşnüşlerine takıntılı olmalarını izlemek güzel olmuştur
stewart: biliyormusun ,evet gerçekten güzeldi
pattinson: hayatımda hiç bu kadar nesnelleştirilmemiştim (gülüyor)
stewart:gerçekten arkama yaslanıp bu ahbapların cinsel obje haline gelmelerini izlemek bir yolculuktu. benden hiç böyle şeyler yapmam istenmedi.
pattinson: nesnelleştirmeye başlayan bir sahne çekmemiz gerekti son gün
ah ünlü eclipse yatak sahnesi
pattinson: evet bu çok komik
stewart: o tam olarak şöyle diyor "bella lütfen giysilerini çıkarmayı denemekten vazgeç. bu sırada o üstsüz (rob) !
pattinson:(kalın bir sesle söyleyerek) lütfen bella , bu iğrenç! çıplaklık kısmını bana bırak !" (koptum D: )
ne kadar şanslısınız birbirinizi iğneleyebiliyorsunuz
lautner: birlikte geçirdiğimizi zaman boyunca eğer bu kisinisi sevmeseydim çok yorucu olurdu
stewart: ve burada bizi sevilmeyen bir grup olarak görenler var.yani eğer kendimize sahipsek...
pattinson: neden bahsediyorsun
stewart: bu grup (taylor ve kendisini işaret ediyor), başlı başına dışarıyı sevmeyenler..bu sahip olmadığını bir filmde giymek gibi.insanların anlamasını sağlamak zorundasın ve onların senin yerinde olmasını (inanın bir halt anlamadım iki saattir anlamlı bişi çevirmeye çalışıyorum ama yok yani yok )
pattinson:arka çıkılmaya ihtiyacın var. çok para dahil oldu ki sen bu büyük makineye karşı çıkan tek insanmışsın gibi ,yani ihtiyacın olan şey...
stewart:hayır! sen bu hizip'in bir parçası değilsin artık(kötü emellerini gerçekleştirmek amacıyla bir araya gelmiş az sayıda kişiler topluluğu)(gülüyor) breaking dawn ,dostum,sen bunun dışındasın .bu ben ve taylor
pattinson: bekle ,anlamadım destekçi olmaya çalışıyordum (sızlanıyor) peki, bende başka bir klik bulurum
özel bir bağın olduğunda bu seni iyi hissettiriyor. beni sırtımdan falan bıçaklayacağınızı sanmıyorum çocuklar ...değilmi?
bu yaz 2 ay boş vaktin vardı neler yaptın
lautner: LA'deydim. birşeyler yapıyordum
merak uyandırıcı
pattison: hadi ama ne yaptın?
lautner:(iç çekiyor) sadece...görüşmeler. ve romantik komedi filmi valentine's day'i çektim. ve spor salonuna gitmeyi sürdürdüm yoksa bunun gibi kaybederdim.
stewart: burgerler yemek .etrafta torbalarca etle dolaşır
bu korkunç bir görüntü
lautner: eğer bütün gün görüşmelerim varsa şehir merkezine koşmak için vaktim olmuyor....
pattinson: etini yemek için
lautner: evet, bende bir çanta taşıyorum ve içinde börek oluyor
stewart:börek ..ughh
lautner:en kötüsü börekler değil. soğuyorlar pörsüyorlar
pattinson: neden bir restorant'a gidivermiyorsun(gülüyor)
lautner: et torbalarımı taşıyorum, ne diyebilirim .yani görüşme yapmakla meşguldüm.
stewart:ve etleriyle
bundan sonraki soruda daha önce çevirdiğim çıktıkları dedikodusu yorumları var. kristen taylorla dedikodum çıksa defol git derdim diyor
robertta taylor'a bakıp bende... diyip gülüyormuş.
taylor bu muhtemelen merak etmek için uygun bir zaman değil ama taylor swift ile ilişki durumun ne süreçte
lautner:gülüyor.. ne dedi ? (dergi burda bitiyor ne alakaysa )
Poster çok değişik değil mi
Ayrıca Kris sigarayı bırakacağını söylemiş
Alıntıdır