Ömrümün ortasını iki geçe...
Her şeyi –hemen hemen- anneme borçluyum. Sevecen, denge-siz, yarım akıllı anneme...
Onu özleyecektim. Ama onun için gitmek zorundaydım, iyi ki gitmişim…
Babam kasabanın polis şefiydi. Bana hediye olarak aldığı kır-mızı kamyonete bayılmıştım. Okula o kamyonetle gidiyordum.
‘O’nu da o okulda gördüm. İlk Jessica’dan tanıdım. ‘Cullen’lar…
Bana karşı gerçekten soğuk, bir o kadar da korumacıydı. Ona aşık olmuştum… Ne olduğunu biliyordum, ama korkmuyordum. Tek korkum kaybetmekti. Sonsuza ve sonsuza kadar… Tehlikeli Jasper, kibirli Rosalie’ye rağmen ailesini seviyordum. Bütün talihsizliklere rağmen o da bana aşıktı. Karşı konulmaz ve geri dönülmez bir şekilde… İlk vampirleştirilme deneyimimde başarısız olmuştum. Ama pes etmeye niyetim yoktu. Sonunda olacağını biliyordum.
Doğum günümde yaşananlardan sonra kendini suçlamasına dayanama-mıştım. Sonuçta Jasper henüz yeniydi ailede. Ama sebebi bu değildi. Beni sevmiyordu-yada kendine uygun görmüyordu-. O beni terk etmişti. Ormanın ortasında, yalnız başıma.
Yokluğunda göğsümde koca bir delik hissediyordum. Bunu sadece Jacob hafifletebiliyordu. Ama o da beni yanlış anlamıştı. Yapmak is-tediği şeyi yaparsa, her şeyi mahvedecekti, ve ben sonsuza kadar bi-tecektim. Onu yanımda hissetmenin tek yolu tehlikeydi. Sonunda en yakın arkadaşımın bir kurt olduğunu öğrenince kendimi yamaçtan atacak kadar delirmiştim. Sonra Alice geldi. Ama gelen bir telefonu Jacob’un cevaplamasıyla her şey yeniden mahvoldu. İtalya’ya gitmeliydim. Onu kurtarmalıydım. Yaptım da. Ama Volturi insan olmama tepkiliydi…
Victoria peşimi bırakmadı, bir ordu kurup savaş başlattı. Bree gözü-mün önünde katledildi. Ve ikinci hayatım için mezuniyet sonrasına gün alındı. Asıl olan Edward ile evlenecek olmamdı.
Gerçekten de görkemli bir düğünüm oldu. Balayı da bir o kadar hari-kaydı. Ta ki hamile olduğumu öğrenene kadar. Kabuslarıma çıkan küçük vampir bebek şimdi içimi kemiriyordu. Ama o benimdi. Korumak için her şeyi yapardım. Çok acılı dört ay geçirdim. Ve öldüm. Ama Ed-ward’ın zehri kalbimin yeniden deli gibi atmasına neden oldu. Alevler içinde yanan vücudumla savaşırken beni hayata bağlayan bir kızımın olduğunu hatırladım. Bu savaştan çıktığımda artık bambaşkaydım.
Ama bambaşka olan yalnız ben değildim. En yakın arkadaşım kızım Renesmeé’ye mühürlenmişti. Ben uyurken ne çok şey olmuştu? Ama en önemlisi yaşadıklarımdan şunu öğrendim;
Efsane alacakaranlıkta başlar şafak vaktine dek sürer ama aşk sonsuza kadar devam eder.