[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Dün New York'da ki Regency Otel'de R. Patz ile röportaj yaptım. Asker yeşili bir ceket,düz beyaz bir tshirt ve kot giyiyordu. Öne çıkan şey ise saçlarıydı. Bana öyle geldi ki, diğer aktörler gibi çekim sırası kendine çeki düzen veren birisi gibi değil. Bu hoşuma gitti.
Odasına girmek için benim sıram geldiğinde beni tuttular. İçeriden bir kızın "Robert'ın latte'si nerede? Bayağı oldu." dediğine kulak misafiri oldum. Bir süre sonra içeri bir tepsi üzerinde iki metal sürahi geldi.
Odaya girdiğimde adımı ve CNN'den birisi olduğumu duyurdular.Pattinson elimi sıkmak için ayağa kalktı.Bu ünlüler aleminde çok nadiren olur.
Robert'ın biraz solgun göründüğünü düşünüyordum,belki de yeşil gözlerinin bu kadar yeşil görünmesinin sebebi buydu.Onunla konuşmak ve rahatlamak kolaydı, neredeyse bütün röportaj boyunca ellerinin hareket etmesine rağmen. Bazen saçlarının arasındaydı - şimdi neden sürekli havada olduklarını anlayabiliyorum. Biraz özensiz görünüyor olabilirdi, asi saçları ve gevşek tshirt'ü yüzünden, ama belkide onu alımlı yapan buydu.
Nasıl olduğunu sordum. Şikayet etmedi; üzerinde kahvesi olan, yakındaki küçük masayı işaret etti.
New York'a yerleşik olup olmadığımı sordu.Öyle olduğumu söyledim.
"Bu süper," dedi. "Karı nasıl buldun?" diye sordu yumuşak İngiliz aksanıyla.
"İyi gidiyor, yönetilebilir." diye cevap verdim. Sanırım "Baş edemiyorum," demeye başlamıştı ki biri "HIZLANIN" diye bağırdı.
İkimizde güldük - röportaja başlama vakti gelmişti. Başlangıç konuşması için zaman yoktu, onunla elde edilebilir
dakikalarını bekleyen dolu gazeteci dışarıda bekliyordu.
Pattinson'a film hakkında sorular sordum,ona göre de aşk ve hayatın inceliğini mi anlatıyordu.
"Bazen insanlar hayatına doğru zamanda gelir ve başarıcaklarını bilirsin,sanki kaderleri bunu başarmak için amaçlanmıştır.Ama kesinlikle aşk ile ilgili mi bilmiyorum ama ikisinden birinde bir şeyleri düzeltebiliyor."
'Remember Me'de alışıldık Hollywood sonu yok, ve ne olacağı internete sızdırıldı. Ona filmin sonunu sordum.
"Bir trajedi olduğu kadar garipte çünkü trajik bir film olduğu kadar tuhaf bir şekilde neşelendirici bir filmde."
"Özel bir hayatın olması için ne yapıyorsun?" diye sordum. "Üzerinde bir çeşit sahne ışığı var, ondan uzaklaşmak için nereye gidiyorsun?"
Pattinson kahvesinden bir yudum alabilmek için uzandı. "Bir sürü yer var, demek istediğim onun sana problem oluşturabilmesi için senin istemen gerekiyor."
Ve ekledi, "Londra'da çekim yapıyordum ve bunun tam tersi.Etrafta kimse yok, yani hiç bir zaman.Kocaman bir kitle 'Twilight'ı hiç duymamış ve görmemiş ve kaybolabileceğin yerler bulmak çok kolay."
"İyi götürdüğünü düşünüyormusun?" diye sordum.
"Henüz bilmiyorum," dedi yumuşak bir gülüşle. "Şu sıralar her an çalışıyorum,umarım bir an herşeye yan çizebilirim."
Pattinson için herşeye yan çizmek zor olabilir, herşeyin tam ortasında olduğu sürece.
Kaynak : CNN