Çok sevgili twilight-turkiye üyeleri,
Günlardir merakla beklediğiniz süprizi artık açıklamanın vakti geldi.Tutulma kitabının çevirmeni Eren Abaka ile bizleri kırmayıp kitap ve film üzerine mini bir diyalog gerçekleştirdik.Hoş vakit geçireceğinizi umut ederek bu süprizin sadeca başlangıç olduğunu belirtiriz.Farkımını ortaya koymaya devam edeceğiz.
İyi okumalar
Eren bey merhaba ilk önce bizi kırmayıp sorularımızı yanıtlayacağınız için Twilight-Türkiye yönetimi olarak teşekkür ederiz.
Asıl ben teşekkür ederim, sizlerle tanışmak oldukça keyif verici, Sohbetimizin de bu güzellikte devam edeceğine eminim. Bunun için sabırsızlanıyorum.
---Twilight Saga serisi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de geniş hayran kitlesine sahip. Vampir edebiyatının tekrardan canlanmasını sağlayan serinin bu kadar beğenilmesinin en önemli nedeni sizce nedir?
Vampir edebiyatı olmasının ötesinde karakterlerin çizilişindeki duyarlılık sanırım okuyucunun ilgisini çekiyor. Mükemmel erkek tasviri, kırılgan genç ve güzel kız ile birleşince sanırım akan sular her koşulda durur. Gene de Alacakaranlık serisini benzerlerinden farklı ve yön belirleyici olmasındaki en büyük etken ne kadar gerçek dışı olursa olsun içindeki gerçeklik duygusu sanırım. Öyle ki yan komşumuzun bir vampir klanını üyesi olduğunu öğrensek hiçbirimiz şaşırmayacak hale geldik.
---Serinin ilk iki kitabı farklı çevirmenler tarafından çevrildi. Bu nedenle Tutulma’yı çevirmek ve serinin ortasından olaylara giriş yapmak çeviri sırasında zorlanmanıza ya da kaygılanmanıza neden oldu mu?
Birbiri ardına hızla kitaplarını çıkarmak zorunda olduğunuz bir serinin tüm kitaplarını aynı çevirmenin çevirmesi pek mümkün değil. Ben çeviriyi almak için yalvardığımda – evet bu kitabı ben yapmak istiyorum diyerek ısrar etmiştim – dizinin tıpkı dünyada olduğu gibi ülkemizde de olay yaratacağını tahmin etmiştim. 2 günde ilk iki kitabı okuduktan ve notlarımı çıkardıktan sonra – olay akışı ve karakterlerin konuşma biçimi – 40 gün kadar bir sürede Tutulma’yı teslim ettim. Keşke askere gitmeseydim ve Şafak Vakti kitabını da ben çevirseydim diye hayıflandığımı anımsıyorum.
---Tutulma kitabı, Bella nın iki erkek arasında seçim yapmak yerine, ikisinden de kopmamak için çabalaması yüzünden anti-Bella taraftarlarının oluşması sebep oldu. Birçok fan Bella’nın bu bencilliği yüzünden Tutulma’dan hoşlanmadığını söylüyor. Bu konuda siz neler söylersiniz.
Dizinin gerçek hayata yaklaşması da işte bu noktada başlıyor bana göre. Hepimiz insanız ve kaybettiklerimizin yerine bir şeylerle doldurmaya çalışırız. Bazen bu o kadar da doğru olmaz, işte Bella da bunu yapıyor. Yeniay kitabında Bella, kaybettiğini sandığı Edward’ın yerine Jacob’ın ilgisini koyuyor ve Tutulma kitabında bunun sonuçlarını görüyoruz. Acımasız olmayın, onun da tek istediği herkes gibi biraz sevgi.
---Serinin diğer kitaplarını okudunuz mu? Seride en beğendiğiniz kitap hangisi?
Hepsini büyük bir heyecanla okudum. Fakat büyük bir kıskançlıkla söyleyebilirim ki en sevdiğim serinin son kitabı olan Şafak Vakti. Hem kurgu hem de çeviri açısından çıta o kadar yükseldi ki keşke bunun da bir yerinde katkım olsaydı da adım künyede geçseydi diye sızlandım.
---Stephenie Meyer’in anlatım tarzı okuyucular tarafından çoğunlukla beğenilse de bazı okuyucu kitlesi yazarı edebi açıdan zayıf olarak nitelendiriyor. Bu konuda sizin görüşünüz nedir?
Stephenie Meyer henüz çok yeni bir yazar. Nefis kurgu yapabilen ama daha da iyisi kendisini harika şekilde geliştirebilen de biri. Bunu Alacakaranlık ve Şafak Vakti kitapları arasındaki anlatım ve içerik zenginliği farkından anlayabilirsiniz. Bu arada gene kendisi tarafından yazılan Göçebe kitabı da nasıl olumlu yönde kendini geliştirdiğinin bir diğer kanıtı.
—Tutulmayı çevirirken Stephenie Meyer’in cümlelerine mi sadık kaldınız, yoksa kendi cümlelerinizi kurduğunuz, değişiklik yaptığınız kısımlar oldu mu?
Elimden geldiğince yazarın kaleminin sesi olmaya çalıştım. Ne serinin ne de yazarın ruhundan bir şey kaybetmesine sebep olmadığıma eminim. Bu çok büyük bir hata olurdu çünkü…
---Kitabı çevirirken, “Ben olsam bunu böyle yazmazdım.” dediğiniz bir kısım var mıydı?
Bella’nın kararsız ve hatta zaman zaman tutarsız tavırlarından yorulsam da sondaki büyük ayrılık anı için bir hazırlık olduğunu anladığımda, bu kısımların da gerekli olduğunu kavradım. Ama gene de Bella birazcık daha akıllı davranabilirdi.
---Seride favori karakteriniz var mı? Ve bu karakteri diğerlerinden ayıran sebep nedir?
Rosalie benim için çok özeldir. Kendini beğenmiş, kusursuz derecede güzel ve bir o kadar soğuk. Sanırım kafamdaki mükemmel kadın tarifine uyduğu için seviyorum kendisini.
---Serinin bu kadar popüler olmasında, çekilen filmlerin ve oyuncuların katkısı büyük. Siz ilk iki filmi izlediniz mi? Filmleri nasıl buldunuz? Kitaplara sadık kalındığını düşünüyor musunuz?
İlk film sırf oluşturulan doğru oyuncu kadrosu için bile alkışı hak ediyor. Sınırlı bütçeyle yaratılan atmosfer oldukça doğru şekilde aktarılmıştı Alacakaranlık filminde. Yeniay ise bir devam filmi olarak ilk filmdeki eksikliklerden sıyrılmış ve hitap ettiği kitleyi kıskıvrak yakalayan bir yapım. Film için yapılan değişiklikleri de yerinde buldum. Görsel olarak da kitaptan aldığım keyfi sürdürebildiğine göre geriye heyecanla üçüncü filmi beklemek kaldı bana.
---Bilindiği gibi 3. film olan Tutulma Temmuz ayında vizyona girecek. “Bu sahne filmde olmazsa olmaz.” dediğiniz bir kısım var mı?
Jacob, Bella ve Edward’ın çadırdaki sahneleri olmazsa gerçekten hayal kırıklığına uğrarım.
---Vampir edebiyatı Stephenie Meyer’in Twilight Saga serisi sayesinde tekrar tüm dünyayı etkisi altına almış durumda. Türkiye de dahil bir çok ülkede bulunan yayın evleri bu etkinin altında. Vampir edebiyatı hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Twilight Saga dışında okuduğunuz seriler var mı?
Vampir edebiyatının Bram Stoker’ın Drakula klasiğinden bu yana bu kadar çok takipçisi olacağını, özellikle de 100 yıl sonra bütün dünyayı ele geçireceğini kim tahmin edebilirdi? Fakat nedendir bilmem kadın yazarlar bu vampir işinde bir numaralar. Melisa De La Cruz tarafından yazılan Asil Kan serisi ile Patricia Briggs tarafından yazılan Ayın Çağırdıkları kitaplarını büyük bir keyifle okuduğumu söyleyebilirim.
---Hangi tarz kitapları okumayı tercih edersiniz? Okuduğunuz kitaplarda orijinal dil mi yoksa çeviri mi tercih edersiniz?
Fantezi ve bilim kurgu serilerinin gerçek birer fanatiğiyim. Orijinal dilinde okumak tabii ki doğru olan ama bulamayınca çevirisi de beni mutlu etmeye yetiyor. Sanırım okuduğum şeylerden ziyade okuma eyleminin kendisini sevdiğimden, bu kadarı bile beni mutlu etmeye yetiyor.
---Daha önce çevirmiş olduğunuz Lesley Pearse’ın Sırlar kitabını okumuştum. Adele’nın acı dolu dokunaklı hikâyesi beni ilk sayfadan itibaren içine çekmeyi başarmıştı. Konusu sıradan gibi görünse de açığa çıkan sırlarla birlikte insanı şaşırtmayı başaran bir kitap. Bu kitap hakkında sizin düşünceleriniz nelerdir?
Komik gelecek ama ilk çeviri kitabım olduğu için Sırlar için gerçekten sahiplenici hislere sahibim. Defalarca işlenmiş bir konu, bir şekilde okuyucuyu etkileyebiliyorsa bu da yazarın başarısıdır diyebilirim. İçime sinerek ve çok keyif alarak yaptığım bir kitaptı, nasıl benim kitabın üzerinde emeğim varsa o kitabın da benim üzerimde emeği var.
---Peki, çevirmen olmaya nasıl karar verdiniz?
Sevdiğim bir şeyden para kazanmak istedim. Okumak ezelden beri tutkumdur zaten. Acaba diyerekten girdim bu işe ama çok da fena gitmiyorum sanırım.
---Çeviri yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? Konu olarak sizi cezp etmeyen bir kitabı çevirmekten olumsuz etkilenir misiniz?
Karakterlerin diyaloglarını dilimize çevirirken özellikle bize özgü olmayan şeyleri karıştırmamaya çalışıyorum. Elimden geldiğince karaktere özgü şekilde konuşmasını sağlıyorum. Her kitabın konusu, türü ve matematiği farklıdır ve elimden geldiğince çeviri sürecini zevkli tutmaya çalışsam da bazen bu zorlu olabiliyor. Sabırlı olmak zorundasınız ve okumayı sevmelisiniz. Yaptığınız işi sevmezseniz ortaya çıkan da tatsız, tuzsuz bir şey olur. Altına isminizin yazıldığı bir işe yüreğinizi koymalısınız. Çevirmen olmak isteyen arkadaşlara da her konuda biraz biraz bilgi sahibi olmasını ve çok fazla kitap okumalarını tavsiye edebilirim.
Bizi kırmayıp bu röportajı gerçekleştirdiğiniz için teşekkür eder, Çalışma hayatınızda başarılarınızın devamını dileriz.
Asıl ben teşekkür ederim sizler gibi genç, dinamik kişilerle tanıştığım için. Gerçekten siteniz çok başarılı. Yönetim kadrosu olarak üyelerin düşüncelerine önem veriyorsunuz. Bundan sonra başarılarınızın daha da artarak devam etmesini dilerim. İçinizdeki Twilight ateşi sönmesin…
kaynak:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]